Bir ay boyunca uzayda kalan küçük bir küme farede, Dünya’ya döndükten sonra eklem sorunları gözlemlendi. Bilim insanları, bunun uzaya giden beşerler için ne manaya geldiğini merak ediyor.
Henry Ford Hastanesi’nden araştırmacılar, uzayda bir ay boyunca kalan farelerden toplanan kıkırdak örnekleri üzerinde çalıştı. Muharrirlerin “yer denetim fareleri” ismini verdiği farelerle kıyaslanan örneklerde, uzaya giden farelerin kıkırdak dokularında bozulma gözlemlendi. İnsanlarda bu üslup doku hasarları kireçlenmeye ya da dejeneratif eklem hastalığına sebep olabilir.
Araştırmacılar, farelerde iki farklı kıkırdak örneği topladı. Bir kıkırdak örneği eklemden alınırken oburu göğüs kemiğinden alındı. Araştırmacılar, uzaya giden farelerin eklem kıkırdaklarında bozulma tespit ederken, göğüs kemiğinden alınan kıkırdakta bu türlü bir şeye rastlanmadı.
Araştırmanın başyazarı ve Henry Ford Ortopedik Cerrahlığı Departmanında kas-iskelet genetiğinin başında bulunan Jamie Fitzgerald “Kas-iskelet sistemi dokuları, Dünya üzerindeki her yerde daima olarak ‘yükleme’ durumuna bağlıdır. Bu yükleme, ağırlıksızlık ya da sıfır yer çekimine yakın durumlar sebebiyle yok olduğunda, bu dokular azalmaya başlar.” dedi.
Yani uzaya giden farelerin eklemleri, Dünya’dakine nazaran daha az çalışmak durumunda kaldı. Fareler yerçekimi yokluğuyla bir anda çok daha az fizikî gerilim deneyimledi ve bozulmalar başladı. Fakat görünüşe nazaran göğüs kemiği kıkırdakları, yerçekimsizliğinden eklem kıkırdakları kadar etkilenmiyordu. Bunun sebebi ise akciğer kasılmaları ve devamlı olarak yaşanan genişlemelerdi.
Peki tüm bunlar uzaydaki beşerler için ne manaya geliyor? Bu araştırmadan elde edilen sonuçlar, uzay uçuşlarının insanların eklemlerini de olumsuz olarak etkilediği manasına gelmez. Lakin bu araştırma, uzay seyahatlerinin eklem kıkırdaklarına olan tesiri konusunda hayli ilgi cazip oldu. Daha evvel uzay uçuşlarının, astronotların kemikleri ve kasları üzerine araştırmalar yapılmış olsa da eklemlere olan tesiri tam olarak anlaşılabilmiş değil.
Kas ve kemik kayıplarının, Dünya’ya döndükten sonra tekrardan kazanılabileceğini söyleyen Fitzgerald, kıkırdak dokusunun epeyce yetersiz bir tamirata sahip olduğuna dikkat çekiyor. Fitzgerald ayrıyeten bu durumun, kıkırdağın uzayda bozulup bozulmadığı üzere değerli bir soruya da dikkat çektiğini tabir ediyor.
Akıllara gelen tüm bu sorulara karşın NASA’nın rekortmen astronotu Peggy Whitson, 289 günlük bir uzay uçuşu gerçekleştirdi. Ayrıyeten kendisi 15 yıllık astronotluk mesleğinin 665 gününü uzayda geçirdi. Whitson, geçtiğimiz yıl verdiği bir röportajda “Yerçekimsiz ortamda hareket etmek çok daha kolay. Oradayken eklemlerim neredeyse hiç acımadı” demişti.
Araştırma müellifleri, kıkırdağa gelen hasarın kalıcı olamayabileceğini, astronotların yerçekimsiz ortamda ne kadar müddet geçirdiğine bağlı olduğunu tabir ediyorlar. Müellifler ayrıyeten “30 günlük yerçekimsizliğin, geri dönülemez kıkırdak bozulması için yetersiz” olduğunu söylüyorlar. Lakin ne yazık ki uzaya gönderilen farelerin birçoğu kurtulamadı, hasebiyle araştırmacılar, o farelerin eklemlerinin Dünya’ya döndükten sonra düzelip düzelmediğini inceleyemedi.
