Tıp biliminde birçok kol var. Bu kısımlar da kendi ortalarında ayrılarak bedenimizin spesifik bölgelerdeki oluşabilecek özel durumları, komplikasyonları, hastalıkları ve bu hastalıklara karşı alınabilecek tedbirler üretir, incelerler. Bugün bu kısımlardan nöroloji hakkında bahsedeceğiz.
Örneğin, ‘’x’’ bir hastalığa yakalandınız bu hastalık da merkezi hudut sistemiyle yahut beyninizle direkt alakalı olsun. Bu ‘’x’’ hastalığını tedavi etmek ve tedavi etmekle kalmayıp tedavi sürecinde kullanılan aletlerin üretimini ve geliştirmesini de nöroloji ve nörologlar üstleniyor.
Nedir bu Nöroloji?
Hudut sistemi bozuklukları ve hastalıklarıyla ilgilenen tıp bilimi dalına nöroloji deniyor. Bu söz, Türkçesi hudut manasına gelen ‘’neuron’’ ve bilim manasına gelen ‘’logia’’ sözlerinin birleşmesiyle ortaya çıkan bir terim.
Nörolojinin izlerini şaşırtan halde antik periyoda kadar gözlemleyebiliyoruz.
Sanılanın bilakis nöroloji, antik çağlarda bilimin yaygın olduğu Mısır papirüslerine kadar dayanıyor. M.Ö. 3-4000 yıllarında mısır papirüslerinde, kafatası kırığı geçiren hastalarda beyin, beyni örten zarlar ve onların altındaki sıvılardan kelam edildiği ayrıyeten bu kişilerde felç, konuşma bozukluğu komplikeler olduğunu gözlemleyebiliyoruz.
Alışılmış, geçen binlerce yıldan sonra nörolojinin de her şey üzere gelişmesi teknolojiye bakıyordu. 1800’lü yıllarda gelişen teknolojinin ve bilimin sayesinde nöroloji büyük bir ivme yakalayıp günümüze kadar getiriyor. Aynı vakitte kurucu diye nitelendirdiğimiz büyük nörologlarda bu devirde ortaya çıkıyor.
Sadece beynimizde birbirleriyle bağlantı halinde olan yaklaşık yüz milyar nöron var.
Evet, vücudumuzda 37-40 trilyon hücrenin yüz milyardan fazlasını hudut hücrelerimiz oluşturuyor, ve evet bu hayli yüksek bir sayı. Sinir hücrelerimiz bedenimizin işleyişi ile ilgili büyük bir rol oynadığından beynimizi ve hudut sistemimizi inceleyecek bir bilim kısmına muhtaçlık duyuyoruz. Nöroloji bilimi de tam olarak bu sebeple ortaya çıkıyor.
İletişimden bahsetmişken, hakikaten bedenimizdeki tüm sinir hücreleri bağlantılı olup bilgi transferini sağlıyor.
Örnek verecek olursak, hepimizin başına gelen bi olaydan yola çıkalım.
Diyelim ki ayağınızı masanın kenarına vurdunuz, ayağınızda hissetiğiniz bu acı hissini hudut hücrelerimiz, ayağınızdan beyninize kadar çıkarıyor. Beyniniz de harekete geçip müdafaa gayesiyle bir anda geri çekme refleksini gerçekleştiriyor bu durum karşısında. Alışılmış, bu yalnızca kolay bir örnek. Beynimize saniyede milyonlarca
Nöroloji hangi hastalıkları kapsar?
- Epilepsi
- Demanslar (alzheimer ve türevleri)
- Felç
- Parkinson
Nörolojinin makul hastalıkları devraldığından bahsetmiştik, bunlar sinir sistemi ve beynimizle alakalı olan hastalıklar. Bunlardan kimilerine göz atalım.
Epilepsi:
Epilepsi, kronik bir rahatsızlık olup Beynin bir kısmındaki hücrelerin anormal elektrik sinyalleri göndermesiyle birlikte ortaya çıkıyor. Epilepsinin en yaygın belirtileri; Nöbetler, istemsiz beden hareketleri, ağız köpüklenmesi ve gibisi istem dışı yapılan hareketlerdir.
Alzheimer:
Halk arasında en çok bilinen hudut hastalıklarından biri alzheimer. Yapılan araştırmaya nazaran 65 yaş üstü her 6 kadından 1’i alzhemir hastalığına sahip. Erkeklerde ise bu 11’de 1 olarak gözlemleniyor. Alzheimer, beyin hücrelerinin yok olmasına neden olan ilerleyici bir demans tipi olup Halk arasında unutkanlık hastalığı olarak biliniyor. Alzheimer, yaşlandıkça tesirlerini arttıran bi hastalık, vakit geçtikçe alzheimer hastaları, günlük hayatında zorluklar çeker ve hayatları hayli zorlaşabilir.
Felç
Beyninizin bir kısmına giden kan akışı azaldığında, durduğunda o kısma oksijen gitmeme durumu kelam konusu olur. Bu durumda beyin hücreleri dakikalar içinde ölmesi sebebiyle felcin gerçekleştiği bölgede süreksiz yahut kalıcı kayıplar oluştuğu gözlemleniyor.
Parkinson
Parkinson hastalığı, beyinde dopamin üreten bölgedeki hücre kaybı nedeniyle bu hususun az oranda salınımı sonucu oluştuğu biliniyor. Beyinde dopamini üreten hücreler bedenimizin hareketlerinden, denetiminden ve bu hareketlerin uyumundan sorumlu.
Vücudumuzun en kolay fonksiyonunun bile sinir sistemimizle alakalı olduğunu varsayarsak nöroloji biliminin ne kadar kıymetli olduğunu anlıyoruz. Beynimiz, bedenimiz çok karmaşık ve birebir vakitte tertipli nöroloji biliminin ilerlemesi, tıbbi ekipmanların ve teknolojinin gelişmesiyle birlikte olağan bedenimizi incelemek, içeride neler döndüğünü anlamak daha kolay hale geliyor.
