Uzayda ömür aranırken, bilim insnaları çoklukla “Goldilocks Bölgesi” ismi verilen bölgelere bakarlar. Bu bölgeler, bir yıldızın yörüngesindeki suyun sıvı halde bulanabileceği sıcaklıktaki yerleri kapsar.
Ancak artık, Harvard Üniversitesi’ndeki bir kadro araştırmacı, merkezinde yıldızların değil de büyük kara deliklerin bulunduğu öteki bir Goldilocks Bolgesi olduğunu ve uzayda ömür aranırken o bölgelerin de incelenmesi gerektiğini söyledi.
Büyük karadelikler, “etkin galaksi çekirdeği” (AGN) ismi verilen toz ve gaz diskleriyle çevrilidir. Bu diskler, inanılmaz boyutlarda radyasyon ve ışık yayarlar. Bilim insanları bu radyasyonun, yakınlardaki gezegenlerin atmosferini yok edeceğini ve hasebiyle da kara deliğin yakınlarında bir “ölüm bölgesi” oluşturduğunu söylüyor.
Astrofizik Dergisi’den paylaşılan yeni araştırma, bu teklife meydan okuyor.
Manasvi Lingam, Live Science’a: “İnsanlar, çoğunlukla kara deliklerin ziyanlı tesirlerinden bahsediyor. Biz, bu radyasyonun ne kadar ziyanlı olduğunu tekrar araştırmak ve kendimize, ‘Bu radyasyonun faydalı tesirleri olabilir mi?’ sorusunu yöneltmek istiyoruz.” halinde bir açıklama yaptı.
Radyasyonun faydalı tesirlerini bulmak için araştırmacılar, AGN’lerin bilgisayar modellerini oluşturduklarını ve onları kullanarak, kara deliklerin etrafındaki “Goldilocks Bölgelerini” galaktik seviyede bulabildiklerini bildirdiler.
Eğer gezegenler bu bölgelerde yer alıyorsa, atmosferi radyasyon tarafından yok edilmeyecekti ve AGN’nin yaymış olduğu radyasyon, atmosferin bileşenlerini hayatı destekleyen hususlara dönüştürecekti. AGN’den yaymış olduğu ışık ayrıyeten, fotosentezi de destekleyebilirdi.
Bunlara ek olarak, araştırmacılar, AGN’nin yakınlardaki gezegenlere vermiş oldukları ziyanların epeyce abartılmış olduğunu söylüyor. Evvelki araştırmalar, Samanyolu’nun merkezinde bulanan kara deliğe benzeri boyutlardaki bir kara deliğin, 3,200 ışık yılı aradaki tüm gezegenlerin atmosferini yok edeceğini söylerken, Harvard’daki araştırmacılar bu uzaklığın 100 ışık yılı olduğunu söylüyor.
Lingam, “Dünya hakkında bildiklerimizden yola çıkarak, AGN’nin yaymış olduğu radyasyonun olumlu tesirleri negatif tesirlerine göre çok daha geniş alanları etkileyebilirmiş üzere duruyor ve bu, hayli şaşırtan.” dedi.